Meksika- Isla Mujeres
Bir golf arabası ile bir adada yaşanabilecek en ibretlik yaşam öyküsü…
Sene 2016; aylardan mayıs. Evlilik yıldönümümüz için kalkmışız, haritada bile 2 dk arayarak bulacağımız bir yere gitmişiz, Meksika’nın Yucatan Bölgesi’ne. Tatilimiz kiraladığımız arabamız ile tam gaz sürüyordu. Arabada radyo dahi yoktu, Taş Devri çizgi filminde yere ayaklarını vurarak gittikleri araçlardan bir tık daha teknolojikti desem, mübalağa etmiş olmam. Ama şükredecektik, en azından 4 kapısı ve camları olduğuna şükredecektik.
Tatilin sonlarına yaklaştığımız günlerde, Yucatan bölgesinin Maldivler’i sayılabilecek, pudra şekeri kumları, turkuaz suyu olan Isla Mujeres’e geçmeye karar verdik. Adaya feribotla geçeceğimizden, haliyle külüstür arabamızı bırakmak zorunda kalmıştık.
Günübirlik Isla Mujeres gezimiz efsane gidiyordu. Tepemizdeki güneş öyle güzel ve kızgındı ki, kafamızda omlet yapsak yapardık bile. Öyle güzel bir deniz/kum/güneş üçlüsü vardı yani. Güzelce denize girdik, ben yine tüm delirmelerimi yaşadım, sualtı kameramla türlü türlü şovlar yaptım falan. Deniz sonrası hindistan cevizi sularımızı bile içtik. Allah’ım her şey gerçek olamayacak kadar mükemmeldi.
Günün kalanında adada golf arabası kiralayıp gezme fikri bize çok mantıklı geldi. Kendimizi adanın ara sokaklarından birinde bir golf arabacısında pazarlık yaparken bulduk. Koyulduk yollara, çantalarımızı da golf aracının arkasına yerleştirdik. Efil efil dört tarafı açık, camsız kapısız aracımızda tıngır mıngır adayı turlamaya başladık. Ada dediğime de bakmayın, golf arabası ile adanın tamamını gezmek maksimum 1 saatinizi alır, öyle bir yer düşünün.
Adanın en el değmemiş yerlerini geziyorduk, yanımızdan geçen başk golf araçlarına uzun yolda karşılaşan tır şoförleri gibi selam çakıp tekrar basıyorduk gaza. Hava da enfes hala bu arada. Tabii ben durur muyum, Melih’i yiyorum “Sen in de azıcık ben süreyim, nooooğluuuurrrr” diye😅🙈 Direksiyonu ben teslim aldım, ama deli gibi sürüyorum, attığım kahkahalar da cabası.
Adada tam turu tamamlamaya ramak kaldığı bir yerlerde gözümüze yol kenarında bir mezarlık çarptı. Hemen meraktan mezarlığa girdik golf arabamızla. Mezarlıktaki tüm mezarlar içi çiçeklerle fotoğraflarla süslenmiş camekanlardan oluşuyordu. Tam mezarlığı gezerken korku filmlerindeki gibi hava birden karardı ve tepede şimşekler görmeye başladık. O sırada Melih de beni korkutmaya çalışıyor tabii😅🙈 Koşarak aracımıza atladık düştük tekrar yola. O sırada ilk yağmur damlası adeta yazın habercisi ilk cemre gibi koluma damladı.
Bir damla oldu birkaç damla, biz ahmak ıslatan bu yağmurda ahmak gibi ıslanmaya başladık. Artık yanımızdan geçen golf arabaları bize kahkaha atıyordu, biz de onlara😅😂 Direksiyonda hala ben varım bu arada. Gözümdeki güneş gözlüğümü çıkarsam yağmurdan önümü göremiyorum, gözlüğü taksam sileceksiz gözlük icat edilmediği için kaderime küfrediyordum🤦♀️🤷🏻♀️ Bu sırada attığım kahkahaları tahmin edersiniz. Melih de o rezilliğimizi gopro ile kayıt altına alıyor. Derken, artık işin rengi değişmişti. Önce tüm kıyafetlerimiz, ardından iç çamaşırlarımız, ardından da iç organlarımız bile ıslanmaya başlamıştı. Telefonlarımızı sol böbreğimizin altında kuru kalacağına inandığımız bir noktaya yerleştirmiştik. Arkadaki çantalar zaten çoktan göle düşmüş gibi su içindeydi. Bu şekilde önümüzü bile zar zor görerek merkeze kadar geldik. Tabii Melih’le direksiyonu bile değişemiyoruz, araçtan insek yağmur kafamızı oyar, o yüzden hala ben sürüyordum.
Merkeze geldiğimizde merkezin komple sular altında kaldığını gördük, araçla o suyun içinden geçmeye çalışırken, araç yarıya kadar su içinde kaldığı için elektronik aksamları kısa devre yaptı ve bozuldu🙈😂 Artık 4 tarafı açık, yarıya kadar suyun içinde ve bozuk bir golf aracının içinde çaresizce kurtarılmayı bekliyorduk. Böbreklerimin bile su içinde kaldığını hissediyordum. Telefonlardan ise çoktan ümidi kesmiştik. O sırada bizim gibi turist oldukları donlarından bile akan sulardan belli olan 2 delikanlı Melih’le birlikte bizim bozulan aracı sudan çıkarmaya ve itmeye başladılar. Ben artık arabanın içinde gülmekten devrilip bir daha doğruluyordum. O boşvermişlik hissinin verdiği kahkaları bir daha asla atamam sanırım😅😂 Çocuklar bizi belli bir noktaya kadar ittiler ama bir problemimiz vardı, arabayı nereden kiraladığımızı unutmuştuk. Çocuklara teşekkür edip bizi oracıkta kaderimize terketmelerini söyledik. Artık yağmur dinene kadar o araçta bekleyip dinince de kiraladığımız yeri bulacaktık.
Her şey normale dönünce üzerimizde 8 kilo haline gelmiş ıslak kıyafetler, Melih’in cebinde komple ıslanmış paralar, ve dahası ile gülerek dönüş feribotuna bindik. Tamamen kurumamız 3 gün falan sürdü zaten😅 Artık golf arabası gördüğümüzde bile gülmemize sebep olan bu hikayeyi bu kısma kadar okuyan herkese kucak dolusu sevgiler; bir sonraki yol hikayemizde buluşmak üzere
Sevgiyle;
Gülşen💜
Yol Hikayeleri: Meksika
previous post
8 comments
Bir sonraki hikayenizi dört gözle bekliyoruz.
Çok teşekkür ederim, çok motive edici oldu yorumunuz☺🙏🏻
Buraya kadar okuyanlara sevgiler demişsin.Öyle güzel anlatıyorsun ki bir solukta okunuveriyor yarım bırakıp çıkmak ne mümkün.
Yaa okurken hayal ettim çok güldüm
abartmiyorum kahkaha attim 😂 çok güzel bir hikaye ve çok samimisiniz 😍
Oh! Çok şükür ki mutlu sonla bitti, o anı ben de yaşıyormuşçasına bir heyecanla okudum 🙂
heyecan ve eğlence, hepsi bir arada, ne güzel anılar biriktiriyorsunuz , yol hikayelerinizin devamını dört gözle bekliyor olacağız 😊
Uyumadan bir göz atayım dedim hikayeniz de linki görünce tabiki hemen tıkladım 🙂 sonuna ne ara geldim anlamadım bile ❣️Herkesi uyandırmadan gülebilmek için resmen can çekiştim 🙈😂 siz hep yazın bizde zevkle okuyalım 😍
Gülşeeeen klavyene sağlık, harika yazmışsın. Hiç kızma ama çok güldüm.😂 Yolculuğun en tatlı yanları aslında bu hikayeler. Çok güzel düşünmüşsün.✌🏽
Siz olayı çok yanlış anlamışsınız! Bu kısımda sadece seyahat anılarım var, daha iyisi sizde varsa siz anlatın detaylıca biz okuyalım🤗 Ayrıca blogumda “Detaylı bir Meksika rehberi yazağım” diye bir vaatte bulunduğumu hiç hatırlamıyorum!