Herkese yeniden merhaba✋🏻 Bir takipçimin Tanzanya’da bir hırsızlığa uğraması üzerine bana yazdığı mesaj kafamda bir fikrin fitilini ateşledi.
“Neydi seyahat etmek?”. “Ay burada şöyle eğlendik, buranın eti efsane, buranın doğası mikeeeemmmel” demek miydi? Bir ülkeye giderken % 100 pozitif bir tatil geçireceğimizden her zaman emin olabiliyor muyuz? Bazen çok can sıkıcı şeyler başımıza gelmiyor mu mesela? Tabii muhteşem şeyler de. Bundan böyle, blogumda böyle bir köşe olacak, bazen can sıkıcı yol hikayelerini anlattığım, bazen de mutluluktan ağlatan anları paylaştığım. İlkine Kenya/ Nairobi’deki saldırı ile başlayacağım bu seride herkese keyifli okumalar dilerim.
YALVARIRIM BANA NAİROBİ DEMEYİN!
Geçtiğimiz yaz, ağustos ayında Masai Mara Milli Parkı’nda safariye katılabilmek için Tanzanya’dan Nairobi’ye bir uçuş gerçekleştirmiştik. Asıl hedefimiz safari olduğu için ve az da olsa Nairobi hakkında nahoş şeyler duyduğumuz için, Nairobi’de sadece gece konaklayacağımız kadar bir süremiz vardı.
Şehrin havaalanına indiğimiz anda, “Eşek kafalı Gülşen, yine önyargılı davrandın, adamlardaki şu havaalanına falan bi baksana, ne güzel” diye kendimi tenkit etmeye başlamışken, çağırdığımız uber aracı ile havaalanına çok yakın otelimize varmamız yaklaşık 1.5 saat sürünce bu şehirde bir pislik olduğunu hemen anladım😓😅
Daha trafikteki cinneti atlatamamıştım ki, otelin bizi x-ray cihazından geçirip, silahlı korumaların kapıda beklediğini görünce, arkadaşım Yusuf Yusuf derhal yanımda belirdi. Tabii ama ben pis boğazlı bir Polyanna olduğum için, hem karnımızı doyurmak hem de Nairobi’de var olan kısıtlı zamanımızı değerlendirip bu güzide (!) şehri görmek için kendimizi hemen sokağa attık.
Masai Köyü- Kenya Ben üzerimde beyaz kısa kollu bir tshirt, altımda doğanın tüm renklerini üzerinde barındıran, adeta ülke kursam bayrağı yapacağım kadar renkli bir pantolon, kulağımdan ve boynumdan hiç çıkarmadığım bir çift imitasyon küpem ve altın zincirimle Nairobi sokaklarında arz-ı endam etmeye başladım.
Hayatımda daha kaotik bir şehir gördüğümü zannetmiyorum. Zaten ten rengimiz farklı olduğundan parmakla seçilebilir bir haldeydik, alnımıza “Ben turistim” yazsak sanırım bu kadar göze batmazdık hiçbir ülkede. Akıl almaz bir şekilde minibüsler insanın üzerine sürüyor, insanlar uzaylı görmüş gibi bize bakıyor, herkes kafası güzel gibi ortalarda dolaşıyordu. İnsan ayrımı yapmaktan nefret ederim ama ilk kez bir şehrin insanından bu denli “ürktüm”.
Artık zaten şehirde görülecek bir şey olmadığını anlamıştık da, bari karnımızı doyursak diye kıvranıyorduk. Tam yolun karşısına geçeceğimiz bir sırada, arkadan bir el tshirtümün içinde kalan kolyemi yakaladı. Tabii büyük bir erkek eli olduğu için aynı zamanda halka biçimdeki küpem de elindeydi. O refleksle ben de kolyeye önden elimi bastırıp onun çalmasını önledim. Salak kafam, ya boynum kopsa? 🤷🏻♀️ En olmadı kulağım yırtılabilirdi mesela! Nitekim kolye kopmuştu fakat tshirtümün içinden avucuma düştü.
Ben çığlık çığlığa kendimi yola attığımda Melih benden daha çok bağırıp, “Noldu biri mi bıçakladı?” diye bağırıyordu, artık nasıl çirkefleştiysem 😅🙈 Tabii kendimi yola attığım esnada azgın Nairobi trafiğinde bir aracın altında kalabilirdim de🙄 Kendimizi derhal bir mağazaya attık. Ama öyle lanet bir şehir ki, girdiğiniz mağazadaki adamların nasıl çıkacağı da belli değil. Allah’tan oranın en büyük ayakkabıcısının hemen karşısında olmuştu bu talihsiz olay. Hemen oraya koştuk.
Ben tabii bir elimde kopuk zincirim, diğer elimde arkası yamulmuş uğur küpem ile en yetenekli mezdekeden bile daha şiddetli bir şekide titretiyordum sağımı solumu. O sırada belki de Kenya’da görüp görebileceğim en eli yüzü düzgün teyze yanıma yaklaşıp, “Hanım kızım, bunlar imitasyon bile olsa burada bunları takma” minvalinde bir uyarıda bulundu.
Benim titremem azalınca sahip olduğum her şeyimi çantaya tıkıp Melih’le teletabi gibi bir yumak halinde koşarak otele kaçtık. Yoldan geçerken trafik ışıklarında bile durmadan koşuyorduk, çünkü bir arabanın altında kalma ihtimalimiz durursak saldırıya uğrama ihtimalimizden daha düşük gibi geldi o an😅🤷🏻♀️ Zaten yolda bana biri temas bile etse çığlığı basıyordum korkudan. Nairobi sokaklarında geçirdiğim 8 dk içinde başıma gelenler, günlerce kaldığım hiçbir şehirde başıma gelmedi resmen.
Otele varınca ilk işimiz ertesi gün bizi alacak safari tur şoförüne “Gözünü sevelim bizi sabah erkenden al” diye mesaj atmak oldu. Kenya’nın yerlisi olan şoförümüz Peku’ya olayı anlatınca ilk sorduğu soru “Üzerine giydiğin şey beyaz mıydı?” oldu. Evet cevabımı alınca da, Kenya’da 22 ayar altın olmadığını, o yüzden Kenyalıların beyaz bir tshirt içinden 22 ayar altını 2 km öteden seçeceğini söyledi. O olaydan sonra ben tüm Afrika seyahati boyunca tek bir takı, hatta korkudan toka bile takmadan gezdim😅
O gün otele geldikten sonra geç de olsa Nairobi’deki suç oranı hakkında bir şeyler okuyunca resmen ağzım açık kaldı. Trafik ışıklarında duran araçların bile lastiğini söküp, kelebek camını çaldıkları oluyormuş. Turist taşıyan taksiciler ise bazen eşkiyalarla işbirliği yapıp, 2-3 tekme tokat yermiş gibi yaparak, öldüresiye dövülen ve tüm parası alının turistlerin paralarını bu magandalarla bölüşüyormuş.
Biz ucuz atlattık. Her seyahatte böyle olumsuzluklar olur, önemli olan bunlardan ders çıkarabilmek.
Bir başka yol hikayesine kadar sağlıcakla kalın…Gülşen💜
18 comments
Zaten seyahatler biraz da konfor alanından uzaklaşmak değil midir😅 seyahate dair anıları okumayı daha çok seviyorum, çünkü herkesin deneyimi bambaşka. Okuyarak kendimize birçok ders cikarabiliyoruz. çok geçmiş olsun. kendinize iyi bakın, iyi günler 🙂
kesinlikle öyle, zaten en kötü deneyim bile daha sonra gülerek hatırlanacak bir anı halini alıyor☺ ben de inanılmaz seviyorum bu tarz deneyimleri hikayeleri okumayı
O kadar güzel yazıyorsun ki gidip görmüş kadar oluyor insan.Okurken aynı korkuyu tedirginliği yaşadım sanırım😂 Sen hep yaz hatta sen bize bir başucu kitabı yazzz.
Sevgiler..
O korkuyu da tam aktarabildiysem ne mutlu bana🙈😍 Çok teşekkür ederim size☺🙏🏻
Bende isterim hem de çok fazla bize güzel bir seyahat kitabı çıkartmanızı. Üslubunuz o kadar tatlı o kadar eğleneceli ki okurken hem güldüm hem de korktum. Çok geçmiş olsun sevgili Gülşen❤️
Çok teşekkür ederim🙈 Ah keşke öyle bir atılım yapsam günün birinde☺❣️
“Elleri kırılsın” diye bi anne yorumu yapıyorum ve gülerek okuduğum ama yaşarken çok acı olan bu hikaye için geçmiş olsun diliyorum Gülşenimm 🙂
canım kuzum ben seni yeriiiim🙈💜 işte sana bahsettiğim hikaye buydu, sağ ol bebeğim☺
Nasıl bir vahşet nasıl bir korku Allah korumuş ablacım. O komik tabirle yaptığın titreme olayını bende bodrum depreminde yaşadım geçtiğimiz yaz ölene kadar da unutamam heralde. O yüzden gözümün önünde cok net belirdi ne yaşadığın. Çok geçmiş olsun.💕
Ah canımm sorma ya insan saatlerce titriyor, Allah korusun herkesi🤷🏻♀️
Yerinde olsam aklımı yitirebilirdim… Herkes gezip,tozup fotoğraf paylaştığını sanıyor. Dışarıdan bakınca oh ben güzel ne kolay deniyor. Halbuki hepsi bir emek…Teşekkür ederiz paylaşımın için. Keşke bir de halkla buluşma günü falan yapsanız? Okuduklarımızı sizden dinlesek? 🙂
Zaten benim de o gün titremem gece yatana kadar geçmemişti😓🙈 Kesinlikle öyle, her şey “yaşıyorsun bu hayatıııı” meselesi değil. Amacım biraz da bunu göstermekti aslında. Amacına ulaştıysa ne mutlu☺❣️ Ah keşke yaa ne zamandır niyetim var da bir türlü denk gelmedi
Bence denk gelmeli seninle tanışmak, sohbet etmek çok keyifli olur fikrimce 🙂 Lokasyon watergarden olabilir mesela 😉
Kuzum benim çok geçmiş olsun, gerçekten çok üzüldüm böyle bir olay başına geldiği için. Valla çok ama çok ucuz atlatmışsınız çok şükür. O değil de böyle bir gerilim ancak bu kadar komik anlatılabilirdi 😂👍🏻 Seyahat kitabı konusunda hemfikirim bu arada 🌎📚
Hele de yurtdışındayken böyle olayların yaşanması, insanda hemen eve dönme isteği yaratır. Tekrar tekrar okuduk. Böyle korkunç bir olaya üzülmemiz gerekirken kahkahalar attık. 😀 😀 Muhteşem yazmışsın eline sağlık. Çok geçmiş olsun ama bu kadar eğlenceli aktarman da ayrıca bir yetenek 😀
Yaaa eğer eğlendirdiysen ne mutlu banaa🙈😂😂 Ben düşünce bile gülmekten yerden kalkamayan bir insanım, buna da güldüm geçtim ama oradayken baya korkmuştum😅😂 Ama eve dönmeyi hiç düşünmedim valla
Merhaba , harikasınız sizin sıkı takipçinizim ve gezip gördüğünüz yerlerle alakalı hem tarihi olsun hem kültürel bizleride bilgilendiriyorsuz , başınıza gelenden ötürü geçmiş çok geçmiş olsun bu arada.. sizinle karşılıklı kahve içip sohbet etmek geldi içimden hayat tecrübeniz bakış açınız enerjiniz harikaaa , kendinize iyi bakın 😊
Heyecanınız çok güzel, anlatımınız da. Ellerinize, emeğinize sağlık. Bizim de rotamızda olan bir yer burası. faydalı oldu deneyiminiz. iki gezgin aşığın söylediği gibi, gezin, gezin, dönün.