İstanbul’dan İzlanda’ya yolculuğumuzu, seyahat etmek istediğimiz tarihte en ucuz kombinasyonla bizi oraya götürebilecek British Airways ve IcelandAir kombosu ile, Londra üzerinden aktarmalı olarak gerçekleştirdik. Her iki firmanın da fiyatları, sadece kabin bagajı ile uçacaklar için avantajlıydı. Halihazırda Türkiye’den İzlanda’ya direkt uçan bir firma yok.
British Airways’ın websitesinden bu iki uçuş bağlantılı olarak alınamadığı için, iki ayrı rezervasyon ile, aktarma riski tamamen tarafımızda olmak üzere iki bilet aldık.
İngiltere, havaalanlarından aktarma yapacak Türk vatandaşlarından Transit Vize (Direct Airside Transit Visa) istiyor. Ancak bunun bazı istisnaları var. Örneğin, biz, ABD vizemiz olduğu için transit vizeye ihtiyaç duymadık. Yolculuğunuz ABD’ye olmasa dahi ABD vizesiniz varsa İngiltere’den istediğiniz yere aktarma yapabilirsiniz. Detaylı ve güncel bilgi için bu adresi ziyaret edin ve seyahatiniz süresince bu sayfanın bir çıktısını yanınızda taşıyın.
Biletimiz bağlantılı olmadığı için, Londra’ya rötarlı inseydik ve İzlanda uçağını kaçırsaydık, IcelandAir biletimiz yanacaktı. Halbuki bağlantılı bilet alabilsek, uçağı kaçırmamız durumunda havayolu bizi son varış noktamıza ek ücret talep etmeden götürecekti. Bu yüzden Heatrow Havaalanı websitesinden aktarma için ne kadar süreye ihtiyacımız olduğu konusunda araştırma yaptık. Bu iki uçuşun arasında minimum 90 dakika süre olması gerekiyormuş. 18:45 iniş, 20:30 kalkış arasındaki 105 dakika bizim için fazlasıyla yeterliydi. Her şey yolunda giderse.

Evet, maalesef her şey yolunda gitmedi ve uçağımız bu hale geldi…
İstanbul Atatürk Havaalanı’nda uçağın kapısında ABD vizelerimizi ve İzlanda’ya yapacağımız uçuş bilgilerinin yer aldığı belgeleri göstererek uçağa bindik. Yalnız ufak bir kayıpla: Powerbank’imiz “kalınlığı 1,5 santimi geçtiği için” uçağa alınmadı, kapıda el koydular.
İngiltere’nin geçtiğimiz yıl aldığı bir karara göre, ülkemizden İngiltere’ye yapılan uçuşlarda yolcular tablet ve dizüstü bilgisayarlarını kabin bagajında taşıyamıyorlar. THY ile yapılan uçuşlarda, uçuşun kapısında yapılan son kontrolde bu cihazlar yolcudan alınıp, uçuş sonunda geri verilmek üzere geçici olarak el konuluyor; bunu biliyorduk. Ancak British Airways’in sitesinde “bu cihazları kargo bölümündeki valize koyun” uyarısı var, kapıda THY’nin yaptığını yapıyorlar mı, belli değil. Zaten bu işlem sadece tablet ve laptop için geçerliymiş, powerbank’i ya -bagaj hakkınız varsa- kargo bölümündeki valizinize koyacaksınız, ya da çöpe gidecek.
Not: Antalya, Bodrum, İstanbul Sabiha Gökçen ve İzmir kalkışlı uçuşlarda kısıtlamalar kaldırılmış. Güncel durumu buradan kontrol edebilirsiniz.
Sırf bu kuraldan dolayı laptop götüremedik çünkü uçuşlarımız bağlantılı olmadığı için kargo bölümüne vereceğimiz valizler İstanbul’dan Keflavik’e yönlendirilmeyecekti. Heatrow’da pasaport kontrolünden geçip, valizi banttan alıp, check-in yapmamız gerekecekti ama İngiltere vizemiz olmadığı için bantların olduğu bölüme geçmemiz de mümkün değildi. Zira pasaport kontrolünden geçmek, bir ülkeye girmiş olmak demek.
Heatrow’da Terminal 5’e iniş yaptık ve hiçbir kontrolden geçmeden Terminal 2’ye giden havaalanı içi otobüsüne bindik. Terminal 2’de son güvenlik kontrolüne geldiğimizde hala biniş kartlarımız yoktu, çünkü IcelandAir ne mobil uygulama üzerinden, ne websitesinden, ne de Heatrow’daki self check-in kiosklarından biniş kartımızı verebildi.
Seyahatten birkaç gün önce online check-in yapamadığımızı anlayınca IcelandAir’e twitter üzerinden ulaşmış ve biniş kartımızı nasıl alabileceğimizi öğrenmiştik. Terminal’in içinde havayollarının kontuarları vardı ve oradan biniş kartlarını verebiliyorlardı. Güvenlik kontrolünden geçerken biletimizin çıktısını gösterdik ve pasaportlarımıza herhangi bir işlem yapılmadan kapıların olduğu tarafa geçiş yaptık. Ama IcelandAir’in burada da bankosu yoktu! Son çare, uçuşun kapısına gidip durumu kısaca anlattık ve biniş kartlarımızı kapıda alabildik.
Biniş kartı alma konusunda aynı durum AirFrance KLM’in Pegasus ile bağlantılı uçuşlarında da yaşanıyor. AirFrance KLM’den dünyanın herhangi bir yerine Sabiha Gökçen çıkışlı, Amsterdam aktarmalı bilet aldığınızda; SAW-AMS uçuşunu Pegasus’un tarifeli seferi ile gidiyorsunuz ve bu uçuşta online check-in yapamıyorsunuz, çünkü AirFrance ve KLM’in size atadığı 6 haneli rezervasyon kodu ile Pegasus’un sistemindeki rezervasyon kodu birbirinden farklı. E-Bilet numarası üzerinden bir keresinde Pegasus’un sitesinden rezervasyon numarasına ulaşmıştım ama bu kadar zahmete değer mi, değmez mi size kalmış 🙂 Bu aktarmada, boarding başlamadan önce kapıdaki görevlilere durumu özetlerseniz biniş kartı alabilirsiniz. Ancak uçuş doluysa maalesef sadece en arka sıralarda yer bulabilirsiniz.
Her ne kadar İstanbul ve Londra’da uçağa binerken sorun yaşamasak da, İzlanda’dan dönüşte Keflavik’teki görevliler İngiltere vizemiz olmadığı için Londra uçağına bizi almak konusunda gönülsüz davrandılar. Halbuki sadece 5 gün önce aynı rezervasyonun parçası olan İstanbul – Londra ve Londra – Keflavik uçuşlarını sorunsuz gerçekleştirip bu topraklara gelebilmiştik. 15-20 dakikalık bir kargaşadan sonra uçağa en son binen kişiler olduk ve yine Londra üzerinden İstanbul’a döndük.
Uçuş Bilgileri;
İstanbul Atatürk – Londra Heatrow
Süre: 4 saat 5 dakika
Ücret: $130/kişi
Bagaj hakkı: Yok
Artıları: Bariz bir artısı yok
Eksileri: Ücretsiz ikram yok; İngiliz yolcuların içki konusunda ağzının ayarı, yaptıkları gürültünün sınırı yok
Londra Heatrow – Keflavik
Havayolu: IcelandAir
Süre: 3 saat 10 dakika
Ücret: $144/kişi
Bagaj hakkı: Yok
Artıları: Koltuk seçiminin ücretsiz olması, uçak içindeki kuzey ışıkları efekti 😀
Eksileri: Uçakları eski, ikram yok
[wpvideo Vmz19oMy ]