Selamlar efenim, sizler bu blogdaki son yazıyı okurken ben yine boş durmadım, muhteşem yerler görüp, hemen sizinle paylaşmaya geldim🤚🏻 Bu yazımızın konuğu, nadide dostumuz, “Gel bakalım kardaşlık” diye sırtını sıvazlayacağımız, adeta çocuğu elinde fincanla tuz almaya yollayacağımız kadar bizden, BAKÜ!
Sosyal medyada Bakü paylaşımlarım sırasında çokça bahsettim zaten ama kısaca Bakü’ye gitmeye nasıl karar verdiğimizden bahsedeyim önce. Bir haftasonu sevgili eşim Bakü’de düzenlenen Formula1 yarışlarını izlerken kafasına esti, “Haydi biletleri aldım, Bakü’ye gidiyoruz!” dedi ve bizim için daha evvel hiç aklımızda olmayan, açıkçası utanarak da belirtmeliyim ki, pek de merak etmediğim bir rotanın ana hatları çizilmiş oldu.
Uçak biletlerimiz İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan, Azerbaijan Airlines ile direkt olarak Bakü’yeydi. Aslında bu havayolunu ilk kez deneyimledik, kendisini konfor, ikram ve fiyat olarak THY ile Pegasus arasında bir yere konumlandırabilirim. Aman aman olmasa da ücretsiz bir menü sundular en azından🙈😅 İstanbul- Bakü arası yolculuğumuz 2 saat 15 dk civarında sürdü. Bendeniz Azerbaycanlı bir çiftin tam ortasında tamamladım yolculuğu, haliyle pek eğlenceli geçti diyebilirim 🙈 Bakınız hiç abartmıyorum, sırf uçuş öncesi ikazlarını dinlemek için dahi bir kez olsun Bakü’ye uçulur😆 Bir ara anonsun; “Tehlükesizlik önlüğünü hava teyyaresi içinde üfürmeyiniz, önlüğü önce uşaklara ve körpelere geydiriniz” tarzı bir şey dediğini duymamla içime doğru hömkürmem bir oldu, öyle tatlı ki her kelimeleri, her cümleleri🙈
Bakü’de pek çok park, bahçe ve yeşil alan bulmak mümkün
“BİZE DE Mİ VİZE?”
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, ben bu vize işine biraz bozuldum. “Hani kardeştik ya, şimdi bu vize işi de nerden çıktı” şeklinde hafif bir bozulma yaşıyor insan. Ama Allah’tan vize sadece prosedür gereği, havaalanına indiğiniz anda tek sayfalık bir form doldurup, kişi başı 10 dolar verip bir 5 dk bekliyorsunuz, hop vizeniz hazır. Yani aslında bizi bu kadar sevmelerine karşılık, şu vizeyi falan kaldırıp direkt kimlikle girmeyi arzu ediyor insan ama o kadar kusur kadı kızında da bulunur diyip eyvallah diyoruz.
BAKÜ’DE ULAŞIM
Heydar Aliyev Uluslararası Havaalanı tartışmasız bugüne dek gördüğüm en güzel en temiz ilk 3 havaalanı arasına girer. Zaten genel olarak Bakü’de de pek çok şey daha birkaç yıl evvel yapılmış gibi yeni ve güzel. Havaalanın hemen önünden kalkan şehirlerarası otobüsle yaklaşık 20 dakikada şehir merkezine ulaşabiliyorsunuz. Bunun için 2 Manat (4.30 TL)’lık Bakü Kart alıp içine istediğiniz miktarda para yüklemeniz gerekiyor. Bu otobüslerle şehre inmek 1.5 Manat. Biz kartımıza 10 Manat yükledik, otel sahibi kadın bu tutarı duyunca gözleri yuvalarından fırladı. Çünkü Bakü’de metro, otobüs hiç farketmez bir biniş 0.30 manat, aktarmalar ise bedava. Kaldığımız 2.5 gün boyunca sürekli oradan oraya serseri mayın gibi otobüslerle metrolarla gezmemize rağmen, havaalanı gidiş dönüş de dahil o 10 Manatı zor bitirdik😅😂
Toplam 2 farklı hattan oluşan, gidenlerden gördüğüme göre Moskova metro istasyonlarını andıran bir metro sistemi var Bakü’nün. Sefer sayısı sık, fakat günün hangi saatinde kullanırsanız kullanın metrolar hep hınca hınç dolu. Ama ortalama bir İstanbul vatandaşını yıldırmaz yani öyle diyeyim, biz çok daha çetin şartları görmüşüzdür😅 Bu 2 hat ile turistik noktaların pek çoğuna zahmetsizce ulaşabiliyorsunuz. Ama asıl güzeli de kesinlikle metro istasyonlarındaki o efsane reklam panoları😂,
İnsanın alası gelmiyor mu şu deterjanı?😅🙈
Görüntü kalitesi çok iyi olmasa da bu da bir başka örnek
NERELERİ GEZELİM?
Bir şehirde gezmeye başlamadan önce en çok kafa karıştıran nokta o şehre kaç günlük bir zaman ayrılacağı konusudur. Biz Bakü’de 2 tam gün geçirdik diyebiliriz. Bu 2 günde denemediğimiz, görmediğimiz, deneyimleyemediğimiz çok az şey kaldı, net bir şekilde söylemeliyim ki 2 tam gün Bakü için gayet yeterli. Bakü gezimiz sırasında, çok defa kendimizi şehrin temizliğinden, gelişmişliğinden, insanların güleryüzünden, Türkiye Türklerini bir hayli sevmelerinden ve şehrin kolay gezilebilirliğinden bahsederken bulduk. Tüm bunlara bir de Bakü’nün Hazar Denizi’nden esen mis gibi rüzgarlı, serinletici havası eklenince 2 gün nasıl geçti hiç anlamadık. Bakü’ye giderken çok beklentili olmamamızdan olsa gerek, gördüğümüz her detay bize ufacık bir hediye paketinden çıkan minik pırlantalar gibi geldi adeta😍🙈 Ufaktan başlıyorum biz nereleri gezdik, nereleri gezsek iyi olurdu anlatmaya;
- Ateş Kuleleri: Bakü’nün simgesi Ateş Kuleleri, Eurovision şarkı yarışmasında sunucunun önünde puanları verdiği yer 😅 Bu kuleler akşamları pek çok neon ışıkla aydınlatılıp farklı farklı görseller sunuyor, şeklinden ve ışıklandırmasından ötürü Ateş Kuleleri (Flame Towers) diye anılıyorlar. Bu ateş kulelerine Bakü Bulvarının bir cadde üzerinden binebileceğiniz bir finikülerle çok rahat ulaşabilirsiniz. Biz finikülere iki kişi 1 manat ödedik (2.30 TL). Finikülerle çıkılan yol ve göreceğiniz manzara nefes kesici.
- Bakı Bulvarı: Hazar Denizi kıyısında kilometrelerce uzanan bir bulvar. Yeşil alanlar, parklar, organizasyon ve etkinlik binaları, yürüyüş alanları gibi pek çok faaliyet imkanının birarada bulunduğu devasa bir geçit. Bulvarın sonunda da birazdan anlatacağım, Bakü’nün bir diğer sembolü sayılan Bayrak Meydanı bulunuyor. Bakü’ye geldiğinizde istemeseniz dahi yolunuz bir şekilde bu bulvara düşecektir, ondan çok da şey etmeyin yani🙈
- Bayrak Meydanı: Kendisi Bakü’nün bir diğer simgesi. İlk yapıldığı yıllarda en uzun ve en büyük bayrak olması dalında Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiş. Ben şahsen uzaktan bakınca maksimum 10 mt2 gibi düşünüp hayatımın en alakasız tahmininde bulundum😅 Oradaki bir görevliye sorunca en ve boyunun 35 metreye 70 metre olduğunu öğrendik, varın siz hesap edin. Bayrak direğinin uzunluğu da tamı tamına 162 metreymiş. Bu devasa bayrak hemen hemen Bakü’nün pek çok noktasından net bir şekilde görülebiliyor.
- İçeri Şeher ( Köhne Şeher)/Old City: Adına ne derseniz deyin, Bakü’nün içinde yatan bir cevher burası. İçeri şeher şu an Unesco korumasında, Modern Bakü’nün kalbinde etrafı tarihi surlarla çevrilmiş bir cevher, cumbalı evler, Şirvanlahlar Sarayı, hepsi İçeri Şeher’de. Yine Bakü Bulvarı gibi, Bakü’ye gelip de burayı görmeden dönebilme ihtimaliniz pek yok gibi.
- Kız Qalası: Yine Bakü’nün Unesco mirasında olan bir başka tarihi değeri. Kız Kulesi, İçeri Şeher’e giderken hemen yanıbaşınızda kalan bir yapı. Kuleyle ilgili en ilginç söylenti ise, daha evvelden Hazar Denizi’nin içinde olduğu, zamanla suların çekilmesiyle karada kaldığı. Ama ne kadar doğrudur tartışılır. Uygun bir meblağ ödeyerek kulenin tepesine çıkıp Hazar Denizi manzarasına vakıf olmak mümkün, bizim zamanımız kısıtlı olduğundan sadece yanından geçmekle yetindik.
- Torgovaya ve Nizami Caddeleri: İstanbul’a gelen Arap turistlerin İstiklal Caddesi’ne koşması gibi, biz de buraların meşhur caddelerine koştuk elbet. Torgovaya ve Nizami caddeleri geceleri bile iğne atsan yere düşmeyecek, aralarında hatrı sayılır derecede Türk markasının da bulunduğu pek çok mağazanın bulunduğu ışık ışıl caddeler. Görmeden dönerseniz bir şey kaybetmezsiniz belki ama Bakü’nün kalbi oralarda atıyor, benden söylemesi🙈😆
- Heydar Aliyev Center: Bu merkez yanılmıyorsam Heydar Aliyev’in 89. Doğum günü için yapılmış 100bin metrekarelik bir alana kurulmuş devasa ötesi bir kültür merkezi. Tesisin mimarı dünyaca ünlü Zaha Hadid. Yapımına öyle çok para harcanmış ki, otel sahibi anlatırken ağzımız açık kalmıştı. Merkezin içinde pek çok konser, sergi ve organizyon eş zamanlı olarak düzenlenebiliyormuş. Ayrıca Heydar Aliyev’in klasik arabaları daimi olarak bu merkezde sergileniyormuş. Açıkçası ben merkesin görüntüsünü ve etrafındaki uçsuz bucaksız yeşillik alanı çok beğendim. Şehrin biraz ters bir noktasında kalmasına rağmen gidip görülmesi gereken bir yer.
- Gobustan
- Ateşgah
- Bakü Yanardağları
Yukarıda saydığım son 3 noktaya maalesef bizim zamanımız yetmediği için gidemedik ama eğer Bakü’de fazladan 1 gününüz daha varsa, çokça tavsiye edilen noktalar olduğunu söyleyebilirim.
Yazımın 2. Bölümünde harika Azeri lezzetleri, restoran önerileri ve dikkat edilmesi gereken hususları paylaşacağım. Bu noktaya kadar yazımı okumuş olan herkesin gözlerinden öperim, görüşmek üzere, sevgiyle🤚🏻❣️
Gülşen💜
4 comments
Baya beğendim ya. Bakü güzel yermiş. Umarım gezme fırsatı bulurum. Ama zaten gezmesem de sayende görüyorum burdan. Sevgileeerr.
Beğenmenize çok sevindim, Bakü gerçekten de gidip görülmesi gereken yerlerden biriymiş, inşallah siz de en kısa zamanda görürsünüz. Sevgiler benden☺🙏🏻
Bütün yazıları okudum o kadar samimi ve içten yazmışsın ki bayıldım sanki karşılıklı sohpet ediyoruz yazıların devamını bekliyorum.
İnanın çok sevindirdiniz beni☺ Bu platformada henüz çok yeni, bir o kadar da deneyimsizim, güzel sözleriniz motive etti 🙏🏻❣️